
UZM.DR. ÖZGÜR TARHAN
Ağırlıklı olarak Kadın doğum anestezisi ve plastik cerrahi ağırlıklı çalışmaktayız.
Genel Anestezi Nedir?
Genel anestezi, ilaçlar yardımıyla hastada geçici uyku ve duyusuzluk hali oluşturarak cerrahi girişimin sağlıklı , konforlu ve güvenilir bir şekilde yapılmasını sağlar.Bu dönemde hastada bilinç ve refleksler kaybolur , hasta ağrı duymaz. Anestezi damardan ve /veya solunum yoluyla verilen ilaçlarla oluşur.
Genel anestezide:
Ameliyat salonuna alınacaksınız ve bu sırada;
1. Kalbinizin durumunu değerlendirmek için EKG monitörü elektrotları vücudunuza yapıştırılacak,
2. Serum ve ilaç verilmesi için damarınıza özel bir iğne ile girilecek,
3. Parmağınıza, kanın oksijenlenmesini gösteren bir cihaz takılacak,
4. Kolunuza tansiyon aleti bağlanacaktır.
Sonrasında aşağıda detayları ile anlatılan anestezi yöntemlerinden sizin için en güvenli olan bir veya birkaçı uygulanacaktır. Ameliyatınız süresince yaşamsal fonksiyonlarınız sürekli olarak izlenecektir. Gerektiğinde ilaç uygulama ve düzenlemeleri yapılacaktır. Yapılan tüm işlemler "Anestezi İzlem Formuna" kaydedilecektir
•Hasta, damar yolundan çeşitli sıvı anestezik maddeler verilerek hızlıca uyku haline sokulur.
• Uyku haline girdiğinde, artık kendi kendine solunum yapması mümkün değildir. Bu noktada anestezi uzmanı, cihazlar aracılığıyla hastanın solunumunu sağlamak zorundadır.
• Kas gevşetici ilaçlarla, hastanın kalp hariç vücudundaki diğer kasları felç (paralize) edilir. Bundaki amaç, cerrahın operasyon yapılacak organlara ulaşmasını kolaylaştırmaktır.
• Kas gevşetici ilaçlar uygulandıktan sonra hastanın soluk borusuna bir tüp yerleştirilir. Bu, anestezi uzmanının en önemli görevlerinden biridir. Anestezi makinesi hastanın yerine solunumu gerçekleştirir. Solunum havasının içine kontrollü olarak buharlaştırılan anestezik maddeler verilir. Böylece hastanın uyku hali ameliyat sonuna kadar devam ettirilir.
Uyku ile anestezi aynı şey midir?
“Uyku ile anestezi birbirine benzer gözükmekle birlikte aynı şey değildir. Çünkü uykudan herhangi sesli ya da ağrılı bir uyarıyla uyanılırken, anesteziden anestezi hekiminin inisiyatifi haricinde uyanmak çok mümkün değildir. Anestezi ilaçlarının verilmesi devam ettiği sürece hastaların büyük çoğunluğu uyku denilen, ağrılı işlemlere yanıt vermeme durumunda kalmaktadır.”
Spinal Anestezi Nedir?
Yalnızca sezaryen doğumda uygulanan bir anestezi türüdür. Doğumun ağrısız geçmesi için belden bir ilaç verilir ve yalnızca belden aşağısı uyuşturulur. Yöntemin benzerliği nedeniyle sıklıkla epidural anestezi ile karıştırılmaktadır.
Epidural anestezi ile Spinal anestezi farkı nedir?
- İki anestezi yönteminde de belden aşağısı uyuşturulur ve uyanıklık hali söz konusudur.
- Epidural anestezide ilaç omurilik etrafında bulunan zarın dışına enjekte edilir. Spinal anestezide ise zarın içindeki sıvıya ilaç verilir.
- Epidural anestezide 10 – 15 dakika sonra uyuşukluk başlar. Spinal anestezide ise uyuşukluk hissi 1-2 dakika içerisinde başlamaktadır.
- Spinal anestezi yalnızca bir kere uygulanabilir, süreyi uzatmak mümkün değildir. Epidural anestezide ise uyuşma süresini uzatmak için tekrar ilaç verilebilir. Bu nedenle anne adayının belinde kateter bulunur. Ameliyat sırasında gerekli görülürse bu kateterden ek doz verilebilir.
- Epidural anestezi, sezaryen ve normal doğumda tercih edilebilir. Ancak spinal anestezi yalnızca sezaryen doğum için kullanılabilir.
Spinal anestezinin uygun görülmediği durumlar
- Bel fıtığı ameliyatı geçirmiş olmak
- Bel ve çevresinde enfeksiyon olması
- Bazı cilt hastalıkları
- Pıhtılaşma sorunu yaşamak
Spinal anestezinin yan etkileri var mı?
Baş ağrısı, bel ve sırt ağrıları sıklıkla görülen yan etkilerdir. Spinal anestezi kararı vermeden önce mutlaka hekim ile görüşülmeli ve birlikte karar verilmelidir.
Spinal anestezi ile sezaryen doğum sonrası nelere dikkat edilmeli?
- Bol sıvı alınmalı
- 1-2 gün yatak istirahati yapılmalı, bu süre hekimin önerdiği şekilde belirlenir.
- Beli zorlayacak hareketlerden kaçınmalı
- Hekimin önerdiği ağrı kesiciler uyuşukluk hissi geçtikten sonra kullanılabilir.
Epidural Anestezi Nedir?
Vücudumuzdaki ağrı ve dokunma duyuları, ilgili uzuvlardaki sinir iletilerinin önce omuriliğe; ardından omurilik üzerinden beyne iletilmesi yoluyla hissedilir. Beyin ve omurilikteki sinir dokuları; beyin zarları (meninks) adı verilen üç farklı özellikteki zar dokusuyla çevrilidir. Bu zarlara içten dışa doğru sırasıyla pia mater, araknoid mater ve dura mater adı verilir. Araknoid mater ile dura mater arasında çeşitli özellik ve görevleri olan beyin omurilik sıvısı bulunur. Beyin zarları, başta sinir dokularının korunması ve desteklenmesi olmak üzere çeşitli görevlere sahiptir.
Belirli cerrahi operasyonlarda; ameliyat yapılacak bölge kısıtlı bir alan ise ve anestezinin sadece bu bölgeye uygulanması yeterli olacaksa, tüm vücudun uyutulması anlamına gelen genel anestezi uygulaması tercih edilmez. Bunun yerine; operasyonun çeşidi ve büyüklüğüne göre ya işlem bölgesinin kısıtlı olarak uyuşturulması sağlanır (lokal anestezi) ya da vücudun bir yarısı geçici olarak anestetik hale getirilir. Bu ise beyin zarları arasındaki boşluklara anestetik maddelerin enjekte edilmesi ile yapılır.
Her anestetik uygulama, kendine göre avantaj ve dezavantajlara sahip olduğu gibi belirli yan etkilere de sebep olma riski taşır. Anestezi yöntemi seçiminde hastanın ek hastalıkları ve özel durumları da nihai karara etki eden faktörlerdir. Bu bakımdan, epidural anestezinin diğer yöntemlere göre tercih edildiği koşullar mevcuttur.
Epidural anestezinin en sık kullanıldığı girişimler normal doğum ve sezaryen ameliyatlarıdır. Bazı anne adayları; ağrısız bir normal doğum yapabilmek, sezaryen ameliyatı esnasında uyanık kalmak ya da genel anesteziden kaçınmak için epidural anesteziyi tercih edebilir. Epidural anestezi; doğum esnasında hissedilen ağrı ve acı hissini ortadan kaldırırken, rahim kasılmalarının meydana gelmesini engellemez. Bu sayede anne adayı daha rahat bir şekilde doğum yapabilir.
Her türlü anestetik girişimde olduğu gibi epidural anestezinin de arz ettiği çeşitli riskler mevcuttur. Bu bakımdan, anestezi uygulaması öncesinde hekim tarafından kapsamlı bir değerlendirme yapılarak hastanın anesteziye uygunluğu incelenir. Aşağıdaki özelliklere sahip hastalarda epidural anestezinin uygulanması doğru değildir:
•Kanama bozukluğu olan veya kan sulandırıcı ilaç kullanan kişiler
•Epidural anestezinin uygulanacağı bölgede enfeksiyonu olanlar
•Anestezide kullanılan ilaçlara alerjisi olanlar
•Alt sırt bölgesinde ameliyat geçirmiş olanlar
Bu özellikleri barındırmayan ve uygun cerrahi işlemlerin planlandığı hastalarda, hekim onayı ve gözetimi ile epidural anestezi gerçekleştirilebilir.
SİNİR BLOKAJI
Ağrı tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemlerden bir olan sinir blokları, aynı zamanda en etkili yöntemlerin başında gelir. Omurga ve eklem hastalıklarının çoğunda görülen ağrı spazm kısır döngüsünün kırılması kritik bir öneme sahiptir. Örneğin; donuk omuz rahatsızlığı olan birinde ağrı bazen o kadar şiddetlidir ki, hastanın koluna dokunduğunuz anda bile şiddetli ağrı hisseder. Kolunu kasar ve hareket ettirmenize izin vermez. Dolayısıyle bu tür hastalarda fizik tedavi ile kolu açmaya çalışmak kasılmayı daha da arttırır, kasılma ağrıyı arttırır ve kısır döngü böylece devam eder. Oysa ki öncelikle hastanın ağrısını kesip, sonrasında fizik tedaviye başlanırsa bu ağrı – spazm kısır döngüsü ortadan kalkacak ve hasta fizik tedaviye ve germe egzersizlerine yanıt verecektir.
REANİMASYON NEDİR?
Son derece hasar görmüş veya geçici olarak durdurulmuş hayati işlevleri normalleştirmek için kullanılan yönteme "reanimasyon" denir. Solunum sistemi, dolaşım sistemi veya böbrek yetmezliği; ileri biyokimyasal hastalıkları olan metabolik hastalıklarda acil olarak reanimasyon yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır.